Bilim camiası, içine doğdukları dünyaya dair pek bir şey hatta hiçbir şey bilmiyor gibi görünen bebeklerin aslında tamamen bilgisiz olmadığını, daha anne karnında dahi öğrenme sürecinin başladığını söylüyor.(Busnel, 1992; Lecanuet, 1992) Bebekler anne karnında her ne kadar dış etmenlerin çoğundan izole olsalar da tamamen izole olmaları mümkün görünmüyor. Bunun doğal bir sonucu olarak ise annenin vücudundan kaynaklanan anne sesi, kalp atışı vs. gibi etmenlerin yanı sıra dış çevreden gelen seslerin de bir kısmına maruz kalıyorlar.
Fakat pek tabii ki bu seslere bizim gibi maruz kalmaları mümkün değil çünkü rahimdeki amniyon sıvısı ya da halk arasındaki tabirle bebek suyu başta olmak üzere rahmi izole eden öğeler bir anlamda duvar sağlıyor ve ses filtreleniyor. Bu yüzden çocuklar ancak 1000 Hz’in altındaki frekansta sesleri duyabiliyorlar. Bunun ne anlama geldiğini daha iyi anlamak için, duyma sorunu yaşamayan insanların 20.000 Hz’e kadar işitebildiğini, normal bir konuşmanın 100 Hz’den 4.000 Hz’e kadarlık bir frekansta gerçekleşebildiğini ve telefonların 3.000 Hz’e kadar sesi iletebildiğini belirtmek faydalı olabilir. (Altmann, 1997)
Alanda klasik halini almış Anthony DeCasper’in çalışmalarından biliyoruz ki bu frekans aralığı bebeklerin daha anne karnındayken anne sesini tanıma ve doğrudan doğruya onu tercih etmesine yetiyor. (DeCasper ve Fifer 1980, DeCasper ve Spence 1986, DeCasper ve ark. 1994). Fakat çocukların anne karnında duyup öğrendileri dilsel örüntüler yalnızca bununla mı sınırlı, yani yalnızca anne sesi ile diğer sesleri ayırmayı mı öğreniyorlar? Hiç de bile! Yapılan araştırmalarda görülüyor ki bebekler prozodiyi de tanıyabiliyorlar. Prozodi dilin tonlama, perde, vurgu vs. gibi kelime, cümle, harften başka daha ziyade sessel öğelerinin gerçekleştiği düzleme verilen isim. Örneğin, Mehler ve ark. (1988) çalışmasında henüz doğalı 4 gün olan bebeklerle yaptıkları çalışmada, bebeklerin kendi anadillerini diğer dillerden ayrıştırabildiklerini bulmuşlar. Fakat şimdilik asıl vurgulamak istediğimiz nokta, bunun dilin sessel özellikleri dolayısıyla mı yoksa başka faktörler dolayısıyla mı görmek için dinlettikleri kaydı yüksek frekansa göre filtreleyip, yani yalnızca düşük frekanslı sesleri bırakıp dinlettiklerinde de çocukların bunu yapabildiklerini görmüşler. Biz tek tek sesleri tespit edebilme mekanizmamız yüksek frekansa dayandığından, yüksek frekansa göre filtrelenen bir ses kaydında da bunu yapabiliyor olmaları aslında tek tek sessel özelliklerden değil, cümlenin vurgusu, perdesi vs. gibi prozodik özelliklerden hareketle gerçekleştirdikleri anlamına geliyor. Yani kendi anadillerinin prozodisini ve diğer dillerin prozodisinden ayrıştırabiliyorlar. Esasen bu dil edinim süreci için oldukça önemli bir temel sağlıyor.
Mehler ve arkadaşlarının (1988) çalışmasında dört günlük bebeklerin dahi kendi anadillerini diğer dillerden ayrıştırabildiğini söylemiştik. Aslında çalışmalar bununla da kalmıyor, farklı gelişim düzeylerinde ve farklı anadillerden pek çok bebekle gerçekleştirilen deneylerde bu sonuçlar tekrar edilebiliyor. Örneğin, Moon, Cooper ve Fifer’ın 1993 tarihli çalışması anadili İspanyolca olan 2 günlük bebeklerin İspanyolca’yla İngilizce’yi ayırt edebildiklerini gösteriyor; iki aylık ve anadili İngilizce olan bebeklerin anadillerini İtalyanca’dan (Mehler ve ark. 1988), Japonca’dan (Christophe ve Morton 1998), Fransızca’dan (Dehaene-Lambertz ve Houston 1998) ayırabildiğini biliyoruz. Benzer şekilde dört aylık çocuklarla yapılan çalışmalar bize anadili İspanyolca veya Katalanca olanların İngilizce’yi ve Katalanca ile İspanyolca’yı anadillerinden ayırt edebildiklerini gösteriyor (Bosch and Sebastian-Galles 1997). Buna karşın beşinci aya geldiğimizde Hollandaca’yı anadilleri olan İngilizce’den ayırabildiğini bildiğimiz (Nazzi, Jusczyk, ve Johnson 2000) çocukların iki aylıkken bu ikisini ayıramadığını (Christophe ve Morton 1998) görüyoruz.
Fakat bebeklerin erken yaşta hatta daha birkaç günlükken dil ayırt etme becerileri bununla da sınırlı değil. Şimdiye kadar gördüğümüz tüm çalışmalarda bebeklerin bir dili kendi anadillerinden ayırt edip edemediğine bakmıştık. Peki bebekler anadilleri olmayan iki dili birbirinden ayırt edebiliyorlar mı? Görünüşe göre pek çok durum için evet…
Örneğin, anadili Fransızca olan beş günlük bebeklerle yapılan çalışmada (Nazzi, Bertoncini ve Mehler 1998) görüyoruz ki İngilizce ve Japonca’yı birbirlerinden ayırabiliyorlar. Keza, dört günlük Fransız bebekler İngilizce ve İtalyanca’yı da birbirlerinden ayırabiliyorlar (Mehler ve Christope 1995). Bununla birlikte yine az önce bahsettiğimiz çalışmada (Nazzi, Bertoncini ve Mehler 1998) dört günlük Fransız çocuklarının İngilizce ve Hollandaca’yı birbirinden ayırt edemediğini görüyoruz. Ayrıca anadili İngilizce olan çocuklar iki aylıkken dahi Fransıza’yla Rusçayı ve Fransızca’yla Japonca’yı birbirlerinden ayıramıyorlar (Mehler ve ark. 1988, Christophe ve Morton 1998).
Tüm bu çalışmalar aslında bilim insanları için oldukça heyecan verici ve çözülmesi gereken bir bulmaca sunuyor. Bebeklerin zihninde, beyninde gerçekleşen süreçlerin, işleyen mekanizmaların tam olarak ne olduğunu, erken yaşlarda dil becerilerine dair gösterdikleri bu örüntünün tam olarak ne anlama geldiği halen dahi araştırılıyor ve her geçen gün bu konuda daha fazla şey öğreniyoruz. Fakat hepsinin vurguladığı ortak nokta şu ki: bebekler dili öğrenmeye anne karnında başlıyor ve daha birkaç günlükken bile dile dair sandığımızdan çok daha becerikliler!
Kaynaklar
✦Altmann, G. T. M. (1997). The ascent of Babel: An exploration of language, mind, and understanding. Oxford: Oxford University Press.
✦Bosch, L., and N. SebastiaÂn-GalleÂs. 1997. Native-language recognition abilities in four-month-old infants from monolingual and bilingual environments. Cognition 65, 33±69.
✦Busnel, M. C., Granier-Deferre, C., & Lecanuet, J. P. (1992). Fetal audition. Annals of the New York Academy of Sciences, 662, 118–134. https://doi.org/10.1111/j.1749-6632.1992.tb22857.x
✦Christophe, A., and J. Morton. 1998. Is Dutch native English? Linguistic analysis by 2-month-olds. Developmental Science 1, 215±219.
✦DeCasper, A. J., & Fifer, W. P. (1980). Of human bonding: Newborns prefer their mothers’ voices. Science, 208, 1174–1176.
✦DeCasper, A. J., & Spence, M. J. (1986). Prenatal maternal speech influences newborns’ perception of speech sounds. Infant Behavior and Development, 9, 133–150.
✦DeCasper, A. J., Lecanuet, J. P., Maugais, R., Granier-Deferre, C., & Busnel, M. C. (1994). Fetal reactions to recurrent maternal speech. Infant Behavior and Development, 17, 159–164.
✦Dehaene-Lambertz, G., and D. Houston. 1998. Faster orientation latency toward native language in two-month-old infants. Language and Speech 41, 21±43.
✦Gómez, R. L., & Gerken, L. (2000). Infant artificial language learning and language acquisition. Trends in cognitive sciences, 4(5), 178–186. https://doi.org/10.1016/s1364-6613(00)01467-4
✦Lecanuet, J. P., Granier-Deferre, C., Jacquet, A. Y., & Busnel, M. C. (1992). Decelerative cardiac responsiveness to acoustical stimulation in the near term fetus. The Quarterly journal of experimental psychology. B, Comparative and physiological psychology, 44(3-4), 279–303. https://doi.org/10.1080/02724999208250616
✦Mehler, J., P. Jusczyk, G. Lambertz, N. Halsted, J. Bertoncini, and C. Amiel- Tison. 1988. A precursor of language acquisition in young infants. Cognition 29, 144±178.
✦Moon, C., R. Cooper, and W. Fifer. 1993. Two-day-olds prefer their native language. Infant Behavior and Development 16, 495±500.
✦Nazzi, T., J. Bertoncini, and J. Mehler. 1998. Language discrimination by newborns: Towards an understanding of the role of rhythm. Journal of Experimental Psychology: Human Perception and Performance 24, 756±766.
✦Nazzi, T., P. W. Jusczyk, and E. K. Johnson. 2000. Language discrimination by English-learning 5-month-olds: E¨ects of rhythm and familiarity. Journal of Memory and Language 43, 1±19.
Comments